XOXO
999

Ceren Eyvaz
Naçizane ve kısa hayatımda çok mutluydum, bu değersiz yazıyı bir deney esnasında yazmaktayım. Kim olduğumun bir önemi var mı? Lütfen aklını bu saçma ve değersiz sorulardan arındır ve zamanını çalmama izin ver. Ben; faydasız, yalancı ve ikiyüzlü biriyim. Yine de güler yüzümü hiçbir zaman esirgemedim, insanlar bana onursuzca hareketler sergilediklerinde bile.
Asla korkmadım, alınmadım, gücenmedim, ağlamadım.
İnsanlar, kızılötesi ruhları; muhtaç, kendilerinden daha zayıf ve üstünlük kurabilecekleri "basit" arkadaşları seviyorlar. (Gerçekten de kendilerini çok beğenmişler.) Onlar dertlerini kusabilecekleri, istedikleri zaman hıncını çıkarabilecekleri, istedikleri zaman cinsel ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir arkadaş kazanıyorlardı; ben de yemek… Çıkar ilişkilerini sevgiyle karıştırmamak gerek aslında ancak böyle düşünecek olursak annem bile beni kullanıyordu. Sanırım sevgi karşılıklı menfaatler üzerine kurulu.
Hayatımdan memnundum kısaca, daha da uzatmaya gerek yok. Zamanla kahverengileşip leş gibi kokan odamı kırmızıya boyadığım zamanlar annem hep cehennemin benim gibiler için yaratıldığını söylerdi. Zavallı kadın söylediklerinin benim için bir anlamı olmadığını kavrayamıyor, beyni çürüdüğü içindir elbet.. Bu aralar insanlığımı çok sık sorgular oldum. Küçüklüğümü hatırlamıyorum, ezelden beri böyleydim. San ırım gerçekten de insan olmayabilirim.
Duyguları olmayan insan olabilir mi? Ben bir robot muyum? Varlığı hakedecek ne yaptım şimdiye dek? Varlığımı sürdürebilmek için ona adadığım kurbanlar değer miydi, eğer o gerçek değilse ya da ölürsem onlara hakaret etmiş sayılmaz mıyım? Yine de gerçekliğimi test etmenin tek bir yolu vardı: Şu an elimde tuttuğum hançer benim yol göstericim. Yavaşça karın boşluğuma dayıyorum, eğer ağzımdan kan gelirse ben de bir insanım demek bu, çok heyecan verici...
İnsanlığımı yeterince yitirmemişim, sanırım annemle cennete gidemeyeceğim… Cevabımı aldığıma göre boynumu kesip işimi bitireceğim.
Elveda,
Sergei